İYİ Parti Sivas İl Başkanı Volkan Karasu, gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.

Karasu, ülke ekonomisi üzerine yaptığı açıklama da,

AK Parti hükümetinin Türkiye ekonomisini kara kışa çevirdiğini söyledi.

Karasu, “28 Mayıs seçimlerinin üzerinden yaklaşık iki buçuk aylık bir süreç geçti. Seçim öncesinde dünyanın en güçlü ekonomisine sahip olduğumuz propagandasını yapan, Nas ekonomisiyle milli bir ekonomi modeli inşa ettiğini söyleyen, seçim ekonomisiyle sahte bir bahar yaratan AKP iktidarı dünyanın en sıcak yaz mevsiminin yaşadığı bu günlerde Türkiye ekonomisini kara kışa çevirdi.

Muazzam yer altı ve yer üstü kaynaklara sahip olan ülkemiz, tarihinde görmediği bir ekonomik buhran içine çekildi. Bilinçli olarak uygulanan ve servet transferi ile belirli çevreleri zengin ederken Türk milletinin ekseriyetini açlık ve sefalete mahkûm eden AKP, kendi beceriksizliğinin ve kötü niyetli ekonomi yönetiminin bedelini orta ve alt gelir grubundan vatandaşlara ödetmeye devam ediyor. Bizi kıskandığı söylenen ülkelerin emeklilerine bakalım. Dünyanın farklı ülkelerini gezen, Akdeniz sahillerinde denize giren ve güneşlenen, ömrünün geri kalanını ailesiyle huzur içinde bir tatil gibi geçiren Avrupalı emeklileri görüyoruz. Avrupalı emeklilerin ülkemizdeki emsallerine baktığımızda ise yalnızca açlık ve sefalet görüyoruz. Ömürleri boyunca çalışmış, yaşamının son durağında huzur içinde dinlenmeyi, eşiyle, çocuklarıyla ve torunlarıyla mutlu bir yaşam hayalini kuran emeklilerimiz mezara kadar çalışmak zorunda. Aksi halde aldıkları 7500 liralık maaşlarıyla 4 kişilik ailelerine 3 öğün için simit ve çay dahi alamıyor. Üzülerek belirtmek isterim ki AKP iktidarı emeklilerimize 65’inde 70’inde ve hatta ömürleri yeterse 80’inde bile çalışmazsa yiyecek ekmek dahi bulamayacakları bir yaşam tarzını reva görmektedir.

AKP iktidarının ezdiği, yok saydığı, açlığı ve sefaleti reva gördüğü kesim maalesef emeklilerimizle de sınırlı değil. Çalışan nüfus içinde ülkemizin yarısından fazlasını oluşturan asgari ücretliler, memurlar ve öğrenciler de dâhil olmak üzere her kesimden vatandaşımız için en temel gıda harcamaları bile lüks tüketim haline gelmiştir. Orta gelir ve alt gelir grubunu açlık sınırın altına mahkûm eden AKP iktidarının ve Erdoğan’ın ekonomi politikaları sonucu Sivasımızda sıradan bir 3+1 apartman dairesinin en düşük kirası 9 bin liradan başlamaktadır. Ortalama kira ise 12 bin liralara kadar çıkmıştır. Bütün ay boyunca çalışan bir asgari ücretli, Sivas’ta bırakın karın tokluğunu, ev kirasını ancak ödeyebilecek kadar sefalet içine düşmüştür. Büyükşehirlerde ev kiraları ise memur maaşlarından daha yüksek bir seyir izliyor. Ülkemizde ev sahibi- kiracı kavgaları ve davaları çoktan ölümlü kavgalara dönüşmüş hale geldi.

AKP’nin irrasyonel Nas ekonomisinin bir sonucu olarak ülke genelinde gıda fiyatları hala hızlı bir şekilde artış göstermeye, zamlanmaya devam ediyor. Zamlar yalnızca gıda fiyatlarıyla sınırlı kalmamıştır. Özellikle akaryakıt fiyatlarına gelen zamlar korkunç seviyelere ulaşmıştır. Akaryakıt zamları, başka hızlı bir şekilde başka zamları da tetikliyor. Nitekim Sivas’ta ekmekten sonra toplu taşıma ücretlerine de muazzam bir zam gelmiştir. Toplu taşıma ücretlerinin ortalama %30 arttığı Sivas’ta, zamların sorumlusu ne özel halk otobüsü sahipleri ne de Sivas Şoförler Odası’dır. Türk lirasını tarihimizin en kıymetsiz para birimine düşüren, ekonomimizi hiper enflasyona mahkum eden ve yaşanmaya başlanan stagflasyon ortamıyla ülkemizi 1970’li yıllardan da beter hale getiren AKP ve Erdoğan bütün bu zamların tek sorumlusudur.

Yaklaşık bir ay sonra okullar açılacak. Muhtemeldir ki vatandaşlarımız evlatlarına kalem, defter ve kitap alamayacak olmanın utancı ve hüznü ile karşı karşıya kalacaklar. Artan kira fiyatları ve özellikle öğrenci yurtlarının yeterli olmadığı şehirlerde evlatlarımız için üniversite eğitimi lüks hale geldi. Bir anne baba için, evladını ekonomik imkânsızlıklar yüzünden kazandığı üniversiteye gönderememekten büyük zul var mıdır? Yahut bunca imkânsızlık içinde üniversite eğitimine devam etmek isteyen öğrencilerimizin çay ve simit alacak kadar bile bütçeye sahip olamaması, kirasını ödeyememesi onları psikolojik bir bunalıma sürüklemeyecek midir? Sosyal ve psikolojik çöküntünün sonunda ahlaki bir bozulmanın yaşanmayacağı garanti edilebilir mi? Bütün bunlar yakın gelecekte ülkemizin yaşayacağı potansiyel tehlikelerdir. Üstelik bu sorunlara çözüm olması gereken AKP iktidarının hiçbir yol haritası olmadığını ve hatta bu sorunları yok saydığını görmekteyiz.

2023 yılında bize cennet vadeden AKP, ülkemizi maalesef cehenneme çevirdi. Henüz ilkokul ve ortaokul seviyesindeki evlatlarımızın bile dilinden enflasyon, zam, hayat pahalılığı gibi kavramlar düşmüyor. Gençlerimiz umudu yurtdışında arar hale geldi. Ülkemizin en iyi yetişmiş insan gücünü, beşeri sermayemizi zaten son 4-5 yıldır Avrupa ve Amerika’ya kaptırıyorduk. Şimdi her meslek grubundan insanımız, üniversite gençlerimizin neredeyse tamamı geleceklerini başka ülkelerde görme noktasına gelmiştir. İnsan kaçakçıları yoluyla Avrupa’ya gidenlerin ya da Meksika üzerinden Amerika’ya iltica eden Türklerin sayısı patlama noktasına geldi. Dindar nesil yetiştireceğiz, milli nesiller yetiştireceğiz diyenlerin önümüze koyduğu Türkiye, gençlerin yaşamaktan utanç duyduğu bir yer haline gelmiştir. Bütün bunların sorumlusu kuşku yok ki AKP iktidarıdır.”ifadelerine yer verdi.